svg
Post Image
By ulkersimsek6 Eylül 2022

Yüklenicinin Genel Bildirim Yükümlülüğü

Özet

Eser sözleşmesi kapsamında yüklenicinin borcunu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde işsahibinin yükleniciye yöneltebileceği hak ve talepler, Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri dâhilinde 112 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olmakla birlikte, işsahibinin bu hak ve talepleri yükleniciye yöneltebilmesi için kural olarak borcun muaccel olması ve yüklenicinin belirlenen vadede eseri teslim etmemiş olması, yani temerrüde düşmüş olması gerekmektedir. 


Bununla birlikte, yüklenicinin temerrüdünün kabul edilmesi için ifanın imkansız hale gelmemiş, henüz ifada bulunulmamış, gecikmeyi haklı kılan bir başka bir sebep bulunmamış olması gerekmektedir.

Olası gecikmelere karşı yüklenicinin özen borcu kapsamında ihbar yükümlülüğünü yerine getirmesi ise çok önemli bir yer tutmaktadır.

  1. Yüklenicinin Genel İhbar Yükümlülüğü

TBK m. 471/1’de “yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır” denilmek sureti ile, eser meydana getirme borcu ile bağlantılı olarak yükleniciye özenli olarak iş görme yükümü yüklenmiştir. Özen borcu iş sahibi ile yüklenici arasındaki güven ilişkisinin doğal sonucu olarak ortaya çıkmaktadır[1].

Özen borcu, diğer borçlardan farklı olarak, genel bir niteliğe sahip olup, yüklenici sözleşmeden doğan diğer yükümlerini yerine getirirken de özen borcuna uymak zorundadır. Başka bir ifadeyle yüklenici, sözleşmenin her aşamasında ve yerine getirmesi gereken borçların tamamında işini özenle yapmalıdır.  Yüklenici, malzeme seçiminde, işi kendisi yapma veya kendi gözetiminde yaptırma borcunda, bildirim yükümlülüğünde, işe belirlenen veya belirlenmese bile makul sürede başlamada ve teslime kadar geçen sürede özenli davranmak zorundadır.

Bununla birlikte, özen borcunun, yüklenicinin asli edim yükümlülüğü mü, yoksa asli edimin ifasına hizmet eden ve asli edimden bağımsız niteliği bulunmayan bir yan yükümlülük mü olduğu hususu tartışmalı ise de, genel eğilim uyarınca özen borcunun asli bir edim yükümlülüğü olmadığı, yan yükümlülük olduğu yönündedir. Yargıtay tarafından da inşaat sözleşmesi kapsamında özen borcu, ana borcun yanında yan borç olarak kabul edilmektedir[2].

Yüklenicinin özen borcunun ölçütü ise, TBK’nın 471/II. maddesinde; “yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır” denilmek sureti ile yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğun belirlenmesinde “mesleki ve teknik kurallar” ve “basiretli bir yüklenici” kıstaslarının esas alınacağı hükme bağlamıştır.

TBK’nun 472/III. maddesinde yüklenicin genel ihbar borcu ise “Eser meydana getirilirken, iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen iş sahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.” denilmek suretiyle ortaya konulmuştur.

Bu kapsamda, inşaatın yapımı sırasında, inşaatın zamanında teslimini tehlikeye sokan bir durumun ortaya çıkması halinde yükleniciye ihbarda bulunma yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülük, yüklenicinin özen borcunun bir sonucudur[3].

  1. İhbarın Şekli ve Süresi

Yüklenicinin özen yükümlülüğü kapsamında yapması gereken bu bildirim, herhangi bir şekil şartına tabi olmamakla birlikte, yüklenicinin, bildirimi derhal, yani vakit kaybetmeksizin yapması gerektiği kabul edilmektedir[4].

Derhal ibaresinden anlaşılması gereken, yüklenicinin ihbarda bulunma imkanının bulunduğu an olmalıdır.

İhbar herhangi bir şekle tabi olmamakla birlikte, ispat hukuku açısından, ihbarın, sözleşme hükümleri de dikkate alınarak, ihbarın işsahibinin hakimiyet alınana girecek şekilde yapıldığının ortaya konulması gerekmektedir. Bu açıdan ihbarın noter vasıtası ile veya iadeli taahhütlü mektup ile yazılı olarak yapılmasının faydalı olacağı tartışmasızdır.

SONUÇ

            Yüklenicinin kusurundan kaynaklanmayan sebepler ile inşaatın teslimlinde gecikme yaşanması halinde, Yargıtay içtihatları ile de benimsendiği üzere[5], bu sebeple geçen sürenin teslim süresine eklenmesi suretiyle fiili teslim tarihinin belirlenmesi gerekmektedir.

            Konunun yargıya taşınması halinde ise, bu sebeplerin gerçekten inşaatın tesliminde gecikmeye sebebiyet verip vermeyeceği ve gecikmede yüklenicinin kusurunun bulunup bulunmadığı alanında uzman bilirkişiler tarafından, somut olayın koşulları dikkate alınarak belirlenecektir.

            Ancak, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları uyarınca, yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğü kapsamında bu durumun işsahibine derhal bildirilmemiş olması halinde,   bu durumun teslimdeki gecikme için bir gerekçe olarak ileri sürülemeyebileceğinin yükleniciler tarafından göz önünde bulundurulmasının,  “basiretli yüklenici” sıfatı uyarınca ispata elverişli olacak şekilde inşaatın tesliminde yaşanabilecek gecikmelerin işsahibine derhal bildirilmesinin, ileride ortaya çıkabilecek hak kayıplarının önüne geçmek için elzem olduğu görülmektedir.

[1] KOCAAĞA, Köksal, İnşaat Sözleşmesi, Ankara, 2014, s. 95.

[2] “İnşaat yapım sözleşmelerinde yüklenicinin ana borçları; bir inşaat (eser) meydana getirme ve bu eseri iş sahibine teslim etme borçlarıdır. Bu iki ana borçtan doğan ve bu borçların akde uygun surette ifasını sağlayan diğer birtakım yan borçlar da iş görme ediminin iyi surette ifası, eserin akde uygun olarak hazırlanması ile ilgili olarak işi sadakat ve özenle yapma borcu, araç ve gereçlerle malzemeye dair borçlar, genel ihbar yükümlülüğü, işe zamanında başlamak ve devam etmek borcu ile teslim borcuna bağlı olan, ondan çıkan önemli bir borç olan ayıba karşı takeffül borcudur.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2014/23-724, K. 2016/168, T. 24.02.2016; Aynı yönde bkz: Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, E. 2014/10958, K. 2016/3398, T. 2.6.2016

[3] GÖKYAYLA, Emre, Eser Sözleşmesinde Ek iş ve İş Değişikliği, İstanbul, 2009, s. 164.

[4] GÖKYAYLA, s. 165.

[5] Yargıtay 23. Hukuk Dairesi; E. 2013/6888, K. 2014/918, T. 11.2.2014

svgYasal Önalım Hakkı ve Bu Hakkın Kullanılması
svg2023 Yılında Tüketici Mahkemelerine Başvurularda Uyulması Zorunlu Parasal Sınır ve Tüketici Hukuku İhlalleri İçin Öngörülen İdari Para Cezaları %122,93 Oranında Artırıldı.